AHTAPOTLAR
AHTAPOTLAR(Biy.)
Ahtapotların çoğu yengeç, midye, istiridye ve ıstakoz gibi deniz canlıları ile beslenirler. Kolları ile yakaladıkları kurbanlarını tükürük bezlerinden salınan zehir ile öldürürler. Ahtapotlar denizlerde kayalık yerlerde yaşarlar. Eşkanatlıların tipik örneğidir. Vücutları kaba yapılıdır. Başlarında şişkince alın bulunur. Ön kanatları vücudu aşar. Erkeklerinde ses organları bulunur, yaz aylarında devamlı ses çıkartırlar. Ilıman ve tropik bölgelerde bulunurlar. Taze filizleri delerek onları emerler. Larvaları ön bacakları ile toprağı kazarak içine girer. Toprak altında 3-4 yıl kalırlar. Bitki köklerindeki öz suyu emerek beslenirler. İlk baharda topraktan ergin halde çıkan ağustos böcekleri sonbaharda ölürler.
Ahtapotlar kafadan bacaklılardandır. Vücutları yumuşak, sekiz uzun kolları vardır. Bu kollar üzerinde hayvanın kayalara rahatça tespit olabilmesi diğer bir deyişle tutunabilmesi için vantuzlar bulunur.
Fareler Hakkında Genel Bilgi
ALMAN folklorunda, kahramanları, binlerce, on binlerce fare ile bir kavalcı olan enteresan bir hikâye vardır: «Kuzey Almanya'daki Hammeln şehri çok eskiden farelerin baskınına uğramıştı. Bu zararlı hayvanlar insanlardan çekinmeden evlere giriyorlar, ortalığa pislik saçıyorlar, önlerine ne çıkana yiyorlardı. Şehirde yiyecek azaldıkça çocukları ısırmaya bile başlamışlardı. Hammeln şehri halkı, fareleri yok etmek için bilinen her çareyi denemiş, fakat hiç bir netice alamamıştı. Günlerden bîr gün genç bir kavalcı Hammeln'e geldi. Şehirlilerin ne kadar dertli olduklarını görünce, «Ben sise yardım ederim,» diye söz verdi. Sonra halkın kendisine inanmayıp alay etmesine aldırış etmeksizin cebinden kavalını çıkardı ve içli bir parça çalmaya başladı. Bunun üzerine bütün evlerden, bütün deliklerden binlerce, on binlerce fare çıkarak kavalcının etrafını aldı. Kavalcı da bu anı bekliyordu zaten, Kavalını acı acı öttürerek yürümeye başladı ve fareler peşinde olduğu halde şehirden çıktı. O önde, fareler arkada dağlar, tepeler, bayırlar aştılar. Ve bir daha hiç birini gören olmadı...»
Kuzey Kutbu'ndan Güney Kutbu' na kadar dünyanın her köşesini kaplayan sıçan, fare ve akrabalarının kurdukları ordulardan kurtulmamız için Hanımeln'li kavalcı gibi binlerce kişinin yetmeyeceği muhakkaktır. Çünkü evlerimize dadanan sıçanlarla fareler, sıçanımsı kemiriciler, «Myomorpha» grubunun pek küçük bir kısmıdırlar. Grubun yabani üyelerinden pek çoğu, güzel kürkleri ve kaplanınkiler, yahut filinkiler kadar enteresan âdetleri olan güzel ve sevimli yaratıklardır. Sıçanımsı kemiricilerin, hayvanlar dünyasının en kalabalık grubunu teşkil ettiğini biliyor muydunuz? Sayısız çeşitleri olan bu hayvanlar dünya yüzünde yalnız Avustralya'ya ulaşamamışlardır.